Filozofların Tutarsızlığı
Arapça-Türkçe Paralel Metin
İslam düşüncesi literatüründe vahiy ile aydınlanan aklın din-felsefe ilişkisi bağlamında felsefeye yönelttiği eleştiriler yanında probleme getirdiği açılımlarla Doğu ve Batı’da haklı bir şöhrete sahip olan Gazzali’nin Tehafütü’l-felasife’si klasiklerimiz arasındaki müstesna yerini bugün de korumaktadır. O, bu eserinde Meşşai metafiziğe ve Yeni-Eflatuncu sudur teorisine yönelttiği esaslı eleştirilerle, felsefenin dine alternatif olamayacağını ve hakikati temsil edemeyeceğini göstermeye çalışmıştır.
Tehafütü’l-felasife ile başlayan “Tehafüt geleneği” kelam ve felsefe tarihinin her döneminde olduğu gibi günümüzde de hala bir cazibe merkezi olmaya devam etmektedir.
- Yazar: Gazzâlî
- Çevirmenler: Mahmut Kaya, Hüseyin Sarıoğlu
- Özgün Adı: Tehâfütü’l-felâsiye
- Dizi: İslam Felsefesi
- Dizi Editörü: M. Cüneyt Kaya
- İlk Baskı Tarihi: 2005 Mayıs
- Baskı: 8
- ISBN: 9789758740284
- Sayfa: 521
- Ölçü: 16,5 X 24
- Fiyatı: 55,00 ₺
Diğer Kitapları (Gazzâlî)
Diğer Kitapları (Mahmut Kaya)
Diğer Kitapları (Hüseyin Sarıoğlu)
Diziler
- Aliya İzzetbegoviç Kitaplığı
- Arap Gözüyle Osmanlı
- Balkan Gözüyle Osmanlı
- Başvuru Kitapları
- Biyografi
- Düşünce
- Edebiyat
- Fars Gözüyle Osmanlı
- Felsefe
- Hatırat
- Hukuk
- İktisat
- İslam Felsefesi
- İslam Medeniyeti Araştırmaları
- İslam Sanatı
- İslami İlimler
- Klasik Kitaplar
- Osmanlı Araştırmaları
- Osmanlı Hukuk Tarihi
- Osmanlılarda Hukuk ve Toplum
- Sanat
- Sanat Tarihi
- Sempozyum Kitapları
- Şehir Tarihi
- Tarih
- Turgut Cansever Kitaplığı
E-Bulten
Tüm yeniliklerden haberdar olmak için e-bülten listemize katılın!Sıradakiler
Haberler
- Kur’an, mushaf, tilâvet ve hat
- Çağdaş İslami Akımlar
- Ortaçağ’da Bilgi ve Sosyal Pratik Şam 1190-1350
- Cumhuriyet'in Evrimi
- Hayrettin Yücesoy Medyascope Kültür Tarihi'nin konuğu oldu
- Arapça Elyazmaları İçin Rehber
- Avlonyalı Ferid Paşa: Bir Ömür Devlet
- Osmanlı dönemini kavramak için öncesindeki felsefeyi bilmeli
- İbrahim Kalın’ın Molla Sadra'nın bilgi anlayışını incelediği eseri
- Varlık ve idrak üzerinden Molla Sadra’yı anlamak