"Eskimeyen kitaplar"

İzzet Derveze

Nablus’ta mütevazı bir ailenin çocuğu olarak yetişen ve ailesinin maddi durumu yüzünden lise sonrasında tahsil imkanı bulamayan Derveze (1888-1984), esas itibariyle kendi kendini yetiştirmiş (otodidakt) bir şahsiyettir. Lise sonrasında bir posta memuru olarak çalışma hayatına atılan Derveze’nin okuma ve yazmaya aşırı derecedeki tutkunluğu, uzun sayılabilecek ömrü ile birleşince ortaya çok sayıda eser vermiş velud bir yazar çıkmıştır. Derveze, hatıratının dışında tefsir ve siyer gibi İslami ilimlerin yanı sıra bir kısmı ders kitabı olmak üzere Arap tarihi ve edebiyatı üzerine yaklaşık elli civarında kitap kaleme almıştır. Yazarın bu kitapların dışında ağırlıklı olarak Arap tarihi ve Filistin meselesi üzerine pek çok gazeteye yazdığı yüzlerce yazısı bulunmaktadır. Ülkemizde daha çok tefsir ve siyer alanlarındaki kitaplarıyla tanınır. Derveze Arap milliyetçiliği fikriyle erken yıllarda tanışarak buna ilgi göstermiş ve mücadeleci kimliğiyle genelde Arap milletini, özelde yaşadığı coğrafya olan Filistin’i yakından ilgilendiren hemen her mesele ile uğraşmış, bu vadide mücadele eden siyasi oluşumlarda aktif görevler almış ve bu yönde çeşitli sıkıntıları göğüslemiş bir şahsiyettir. Bu cümleden olmak üzere Osmanlı döneminde Arap vilayetlerinde ıslahatı ve adem-i merkeziyetçi yönetimi savunan oluşumlara yakınlık duymuş ya da fiilen katılmış ve Arap hakları konusunda mücadele eden gizli el-Fetat Cemiyeti’ne intisap etmiştir. Osmanlı Devleti’nin çekilmesi üzerine bu bölgede hesapları olan mandacı güçlerle Büyük Suriye’nin bağımsızlığı ve birliği için mücadeleye devam eden Derveze, İstiklal Partisi gibi aktif siyasi organların yanı sıra, Nablus’taki en-Necah Okulu ve Vakıflar İdaresi’nde eğitim ve sosyal yönü ağır basan önemli roller üstlenmiştir. 1936-1939 arasında Filistin’de devam eden büyük ayaklanmayı organize eden liderlerden biri olarak siyasi faaliyetleri nedeniyle önce İngilizler, daha sonra Fransızlar tarafından hapse atılmıştır. Bölgedeki işgal güçlerinin baskısı sonucunda bazı arkadaşlarıyla beraber vize almak suretiyle Kilis’ten Türkiye’ye geçen (7 Temmuz 1941) Derveze, 1945 yılı sonbaharına kadar siyasi mücadelesini ve yazarlık faaliyetlerini Türkiye’de sürdürmek zorunda kalmıştır. 1943’te siyasi faaliyetleri nedeniyle İngilizler onun ve arkadaşlarının Türkiye’den çıkarılmasını istemiş, ancak Ankara’daki bazı arkadaşlarının Mülkiye yıllarından tanıdıklarının muvazaası ile Türkiye’den ayrılmak yerine, İstanbul’da İngilizlerin dikkatini daha fazla çekmemek amacıyla önce Aydın’da daha sonra Bursa’da zorunlu ikamete tabi tutulmuştur. Aktif siyasi mücadelesini 1948’de İsrail Devleti’nin kuruluşuna kadar devam ettiren Derveze, bu tarihten sonra yaşadığı bazı sağlık sorunlarının da etkisiyle, kendisini araştırma ve yazmaya vermiş ve mücadelesini bu alana kaydırmıştır.